Moğolİmparatorluğu'nun sınırları Cengiz Han tarafından genişletilmiş ve 1227'de ölümünden sonra da yerine geçen halefleri döneminde aynı siyasete devam edilmiştir. Cengiz Han zamanında oğulları arasında pay olan Moğol İmparatorluğu Temuçin’in ölümünden sonra da bölünmüş olarak yoluna devam etmiştir. Cucinin oğlu Batu, Cengiz Han tarafından yapılan taksimata dayanarak babasının hissesine düşen Deştikıpçak’a hâkim oldu. Ögedey’den sonra idareyi nâibe sıfatıyla karısı Töregene Hatun ele aldı (1241-1246). Daha sonra tahta çıkan Güyük Han (1246-1248) Batu ile mücadeleye hazırlandığı sırada öldü. Cengiz Han’ın oğlu dersek yanlış olabilir. Çünkü Cengiz Han’ın yalnızca bir oğlu yoktur. Üçü öz olmak üzere dört oğlu vardı. Çağatay, Ögeday, Tuluy ve üvey olan Jochi. Cengiz Han’ın ölümünden sonra oğlu Çağatay Han’a Doğu Türkistan düşmüş ve o hükümran olmuştur. Timurlular zamanına kadar Çağatay Han’ın torunları tarafından yönetilen bölge, 14’üncü asrın sonlarında Timurluların eline geçer. 16’ıncı yüzyılda Timur’un ölümünden sonra “Yarkent (Kaşgar Kıpçakların rivayeti Destan- ı Nesli Çengiz Han’dır. Bütün bu rivayetlerde Cengiz ve ecdadı hakkında çok enteresan bilgi veriyorlar. Bunlarda Moğolca hiçbir keline yoktur. Hayat hikayeleri, pek eski rivayetler karışmış olmakla beraber gerçektir. Bu kavimler içinede en kudretlilerinden birisi Kıyatlardır. Ögeday Han, Cengiz Han'ın yerine geçmesinin ardından özellikle Anadolu topraklarına yönelik seferler düzenlemesi, Türk tarihi içerisinde yer tutmasına olanak iXjqD. Cengiz Han Öldükten Sonra Yerine Geçen Oğlu bulmaca cevapları en iyi cevabı 6 harfleridir. Bulmaca Cevap ve İpucu Bulmaca Cengiz Han Öldükten Sonra Yerine Geçen Oğlu Diğer bulmaca ipuçlarını araBir cevap bulun veya sahip olduğunuz harflerden bir kelime oluşturun. Eksik olan her harf için bir nokta yazın. Örneğin, ".la.. arama sorgusu 'Olağanüstü' gibi sonuçlar üretir Diğer kullanıcılara yardım etDaha iyi bir cevap biliyorsanız, Buraya Tıkla "ögeday" ayrıca aşağıdaki bulmaca de cevaplıyor Bu kelime için hala 1 tanımımız var! Çok Akıllı 6 harfli kelimeler Hala Cengiz Han Öldükten Sonra Yerine Geçen Oğlu cevabını bulmak için yardıma ihtiyacınız var mı? 6 harfli kelimeler Oblomov Obsekan Obione Ochroma Odaşik Odeion Odograf Odonata Odontom Odiyan Oersted Ofiyaz Ogeima Ograten Ohranka Okazyon Okeanos Okonit Okramak Oksalat Oktamer Oktogon Oktopot Oktruva Okuyucu Oküler Okiyye Okşama Olcayto Olcaytu Son Bulmacalar Adotta un Animale Popüler kelimeler Tüm yeni ziyaretçilerimize hoş geldiniz, işte CodyCross oyununun cevapları ve çözümleri burada. Kesinlikle, burada bu sayfada CodyCross sorularını çözmek için ihtiyacınız olan her şeyi bulacaksınız. Bu oyun, Android, IOS vb. Gibi farklı cihazlarda çok popüler ... İnternette doğru cevapları bulmak o kadar kolay değil! güler , ancak artık bu sorunları yaşamayacaksınız. Şu anda CodyCross oyunu için yapabileceğimiz tüm çözümleri ve cevapları bir araya getiriyoruz. Soru ögeday 'in yanıtı için aşağıya bakın, Seviyeyi geçmenize ve tüm yıldızları almanıza yardımcı olacağız ... şimdi her zamankinden daha kolay. Codycross Cevaplar Sayfasını favorilerinize ekleyin ve ihtiyaç duyduğunuzda gelin ve ziyaret edin, her an burada olacağız ve yorumunuzu aşağıya bırakacağız! Ertugrul gazi olumuErtuğrul Gazi öldükten sonra kim Bey oldu?Ertuğrul Bey 1280'de Söğüt'te yaşamını yitirdi. Ertuğrul Bey'in yerine oğlu Osman Bey geçti. Osman Gazi 1299'da merkezi Söğüt olan Osmanlı Beyliği'ni Gazi Osman kimdir?Osmanlı İmparatorluğu'nun babası Osman Gazi 1258 yılında Söğüt ilçesinde doğdu. Babası Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Sultan' Gazi yuvarlak yüzlü, koyu tenli, ela gözlü ve kalın kaşlı uzun bir adamdı. Omuzları oldukça genişti. Osman Gazi 23 yaşında 1281 yılında Söğüt'teki Kayi Obasının liderliğine Gazi’nin soyu nereden gelir?Ertuğrul Gazi veya Ertuğrul Bey Osmanlıca ارطغرل; ö. ~1280, Söğüt, 13. yüzyılın ortalarında Oğuzların Kayı boyunun lideri ve Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'in babasıdır. 13. yüzyılın ortalarında Orta Asya'daki Cengiz Han'ın Moğol baskısından kaçan Kayılar, ilk olarak Doğu Anadolu civarlarına Gazi’nin şeyhi kimdir?Şeyh Edebali aslen Karamanlı'dır. İlk eğitimini Hanefi fıkıhçısı Necmeddin ez-Zâhidî'den aldı. Daha sonra Şam'a giderek dönemin meşhur alimlerinden dersler aldı. Tefsir, hadis ve İslam hukukunda Gazi yerine kimi bıraktı?Kayı Boyu'na liderlik ederek çevresindeki beylik ve devletlerle iyi ilişkiler kuran Ertuğrul Gazi'nin vefatından sonra yerine oğlu Osman Gazi geçti. Osmanlı padişahlarından Çelebi Mehmed tarafından yaptırıldığı rivayet edilen Söğüt'teki Ertuğrul Gazi Türbesi'nin, Gazi kimlerle savaştı?Ertuğrul Bey önderliğinde bir grup ise Anadolu'da kalmış; Selçuklu saflarında, Moğollara karşı savaşmış ve bunun karşılığında ödüllendirilerek Ankara'nın batısındaki Karacadağ'ı kışlak-yaylak olarak Bey eşleri kimlerdir?Osman Gazi'nin eşleri Malhun Hatun ve Rabia Bala Hatun olarak bilinmektedir. Osman Gazi'nin çocukları kimdir? Osman Gazi'nin çocukları Orhan Gazi, Alaeddin Bey, Pazarlı Bey, Fatma Hatun, Çobanbey, Hamid Bey, Melik Bey, Savcı Bey olarak bilinmektedir. Cengiz Han doğum. 1155/1162/1167 - 18 Ağustos, 1227, Moğol İmparatorluğu'nun büyük Han'ı, Ayrıca dünyanın en başarılı politik ve askeri liderlerinden biri olarak Han Küçük, savaşçı bir kabileden, dünyanın en büyük kara imparatorluğuna uzanan yolda Cengiz Han Asyanın en etkili ve en korkulan adamı oldu. Asıl adı Temuçin’dir. Temuçin, 13 yaşlarında iken, babasını kaybetti. Henüz küçük olduğundan, kabilesi, onu bırakıp Tayciutlar’a katılmak istedi. Annesi Helün Hatun, binbir çaba ile kabilenin küçük bir bölümünü geri çevirebildi. Nice güçlük ve sıkıntıya rağmen, varlıklarını sürdürebildiler. Bütün bu olaylar sırasında, Temuçin’deki önderlik yetenekleri kendisini belli ediyordu. Cengiz, han olduktan sonra Çin’deki Kitün/Chin Sülalesi'nin, kuzey sınırlarında Tatarlar’a karşı giriştiği bir harekete katıldı ve Tatarlar ezildi. Ona göre Tatarlar, atalarına kötülük edip, ölümüne neden olmuşlardı. 1202’te Tatar kabileleri ile savaştı ve onları yendi. Cengiz Han, Moğolistan’ın tek gücü durumuna gelmişti. 1206 İlkbaharı'nda, Onon Irmağı boylarında bir kurultay toplandı. Bu kurultay, bütün kabilelerin temsilcileri Han Temuçin’i, bakanlığa Kağan getirdiler. Cengiz unvanı da bu sırada verilmiş olmalıdır. Cengiz Kağan, Çin’den batıya giden ticaret yolunu denetimlerinde tutan Tangutlar’la savaştı. 1209’da kendisi de sefere katıldı. Başkent Ning-hia düşmediyse de, Tangutlar denetim altına alındı. Cengiz Kağan, Asya’nın doğusunda büyük bir güç olarak ortaya çıkarken, Orta Asya’nın kudretli devleti de Harezmşahlar’dı. İki ülke arasında birçok elçiler gidip gelmişti. Cengiz, iki ülke arasında özellikle ticaretin gelişmesinden yana olduğunu belirtmiş, Harezmşah'tan gelen kervan mallarını uygun fiyatlarla satın almıştı. Cengiz, 1218’de bir kaç elçisi dışında tamamı Müslüman olan tacirlerin yönettiği 450 kişilik bir kervan hazırlatıp gönderdi. Cengiz’in Moğollar’ı tek bir devlet altında toplaması sonucu, eski Göktürk topraklarındaki bazı Türk Boylarının Batı’ya doğru göçü başlamıştır. Asya’daki dinler mücadelesinde, Cengiz’in Şaman inancında olmasına karşın, siyasal açıdan İslamiyet’e yakınlaşmasıyla İslamiyet’e destek sağlamıştır. Cengiz’le birlikte Asya’nın iktisadi yaşamı da değişime uğramıştır. Ülkelerarası ticaret yeni boyutlar kazanmış, sınırlar ve gümrükler ortadan kalkmıştır. Asya’da tek bir devletin egemen olmasıyla, Asya’nın batısı ile doğusu arasındaki ticari ilişkiler gelişmiştir. Cengiz Han, 1227 yılında ölmüştür. Cengiz Han kimdir? Cengiz Han, Chinggis Khaan, Çinggis Haanya da doğum adıyla Temuçin anlamı demirci, Moğolca Чингис Хаан ya da "Tengis" anlamı deniz, Farsça جنكيز خان d. 1162 – ö. 18 Ağustos 1227. Moğol Börçigin ailesinden siyasetçi, asker ve han. Moğol kabilelerini buyruğu altında birleştirerek Moğol İmparatorluğu'nu 1206-1368 kurmuştur. Bu imparatorluk Dünya tarihinin bitişik sınırlara sahip en büyük imparatorluğudur. Timuçin ismiyle Moğol Devleti hükümdarı akrabası olarak doğmuş, meritokratik liyakata bağlı oldukça güçlü bir ordu kurmuş ve tarihin en başarılı ordu liderlerinden biri olmuştur. Tüm dünya tarafından genelde acımasız ve kana susamış bir fatih olarak gözükse de, Moğolistan'da oldukça sevilen bir sembol haline gelmiştir. Moğolistan'ın babası olarak görülür. Kağan olmadan önce; Doğu Asya ve Orta Asya'daki bir çok göçebe topluluğu yenmiş ya da birleştirmiş ve onları "Moğol" sosyal kimliğine taşımıştır. Orta Asya'daki Kara Hıtay, Kuzey Çin'deki Batı Xia ve Jin Hanedanı'nı ele geçirmiş, İran'da Harezmşahlar Devleti de dahil olmak üzere bir çok yeri fethetmiştir. Avrupa ve Asya'daki hakimiyeti; radikal olarak bu bölgelerin demografisini ve jeopolitikasını değiştirmiştir. Moğolistan İmparatorluğu, günümüz ülkelerinden Çin, Moğolistan, Rusya, Ukrayna, İran, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Irak, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan, Afganistan, Türkmenistan, Moldova ve Kuveyt'in büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Cengiz Han, ana dili Moğolca'nın yanında Bertold Spuler'in iddiasına göre Göktürkçe de bilmekteydi. Halefleri de onun gibi bir kaç lisana vakıftılar. Adı "Temüǰin" Türkçe Temuçin, Moğolca'da Demir anlamına gelen "Temür"den türemiştir. Doğumu Hayatının ilk yılları hakkında az bilgi vardır. Pek az kaynak o döneme ilişkin bilgiler vermektedir. Küçük bir kabile olan kiyat kabilesinde doğduğu ve babasının ona Temuçin ismini onun Temuçin Uge isminde bir lideri yakaladığı için verdiği ileri sürülmektedir. Başka bir rivayete göre ise elinde bir kan pıhtısıyla doğmuştur ki bu da kabilenin ileri gelenleri tarafından savaşçı ve muzaffer bir şahsiyet olacağına yorulmuştur. Moğol Devleti'nin son hükümdarı Kutala'nın yeğeni, Börçigin'in lideri Yesügey'in büyük oğludur, annesi Helin, Onggirat boyunun Olkunat kabilesindendi. Orta Asya'da göçebe hayatı yaşıyorlardı. Ailesi Cengiz babası tarafından Kabul Han, Ambagai ve Kutula Han'ın akrabasıydı. Bulundukları Moğol Devleti, Jin Hanedanı altındaydı ve Tatarlar'ı desteklemeleriyle 1161'de Kabul Han yokedildi. Babası Yeşügey dağılan Moğol kabilelerinin başına geçmiş, ancak Tayiçyut kabilesi ile rekabet yaşıyordu. 1161'den sonra Tatarlar çok güçlenince, Çin desteğini Tatarlardan Keraitlere çevirdi. Kardeşleri Temuçin'in 3 erkek kardeşi hazar Kasar, Kaçiun ve Temüge'nin yanı sıra bir kız kardeşi Temulin vardı. Bunun yanı sıra, Bekter ve Belgütey isimli iki üvey kardeşi vardı. Çocukları Cengiz Han'ın imparatoriçesi ve ilk karısı Börte'den 4 çocuğu oldu; Cuci d. 1185 - 1227, Çağatay ? - 1242, Ögeday ? - 1241, Tuluy d. 1190 - ö. 1232. Cengiz Han'ın ayrıca bir çok diğer eşinden bir çok çocuğu oldu ama onlar yerini almaktan muaf tutuldular, ve kızlarının kaç kişi olduğuna değin bir bilgi yoktur. Cuci'nin doğumu Cengiz Han'ın en büyük oğlu Cuci'nin babasının kim olduğuna değin hep sorular olmuş; ve Cengiz Han sonrasında da bu tartışmalar İmparatorlukta devam etmiştir. Temuçin ile Börte evlendikten sonra; Börte Merkitler tarafından kaçırılmış ve bir adamın karısı yapılmıştır. Kurtarıldıktan yaklaşık dokuz ay sonra da doğum yapmış; Cengizhan da emin olamadığı için oğluna Moğolca "konuk" manasına gelen Cuci ismini koymuştur. Yine de Cuci'ye her zaman öz oğlu gibi davranmıştır Moğolistan'ın gizli tarihi'ne göre; Çağatay Harezmşahlar'a sefer öncesinde; Cuci'nin Cengiz Han'ın yerine geçmesini asla kabul edemeyeceğini söylemiş}; bunun karşılığında ikisi de Cengiz Han'ın yerine geçememiş Ögeday kağan olmuş ve Cengiz Han öldükten sonra "Kağan" olarak yerini almıştır. Zaten Cuci 1226'da babasından önce ölmüştür. Çocukluğu Efsanelere ve daha sonraki yazarlara göre, Temuçin'in çocukluğu oldukça zor geçti. Henüz 9 yaşınndayken, görücü usülü evliliğine göre babası Yeşügey, Temuçin'i eşi Börte'nin Onkırat kabilesinden olan ailesine verdi. Burada evlilik yaşı olan, 10 yaşına gelene kadar Deiseçen'e; evin reisine hizmet etti. Evine dönerken babası Tatarlar tarafından zehirlenmişti. Bunun sebebi de onlara karşı yaptığı seferler ve saldırılardı. Bu sayede Temuçin kabilenin reisi olmuştu, ancak kabilenin üyeleri küçük bir çocuğun liderliğini kabul etmediler ve Temuçin'i ve ailesini terkettiler. Devam eden yıllarda, Temuçin ve ailesi doğada göçebe hayatı yaşadı. Ağaçlardaki meyvalardan ve doğadaki hayvanları avlayarak yaşıyorlardı. Bir seferinde de, Temuçin üvey kardeşi Bekter'i avladıkları hayvanı bölüşürken anlaşamadığı için öldürdü. Annesi karşı çıksa da, öldürmek üzerine hiç bir zaman pişmanlık göstermedi. Bu olay ayrıca onu ailenin reisi yapmıştı. 1182'deki başka bir olayda da, eski kabilesi tarafından saldırıya uğramış ve esir düşmüştü. Tayiçyutlar'a esir düştüğünde, gelecekte generallerinden biri olacak Çilayun'un yardımı ile kaçtı. Annesi Helin Temuçin'e hayatta kalabilmesi için bir çok ders verdi. Moğolistan'ın politikasından, diğer kabilelerle ittifak kurmaya, ve zor tabiat koşullarına kadar. Bu gelecekte Temuçin'in anlayışını da bir şekle sokar. Gelecekteki generallerinden Cebe ve Borçu da bu dönemde Temuçin'e katılırlar. Kardeşleriyle beraber, ilk gelişme ve diplomasi için insan gücünü temsil ettiler. Temuçin Börte ile 16 yaşındayken evlilik düğünü yaptı. Daha sonra Merkit kabilesi tarafından kaçırıldı, Temuçin de Börte'yi o dönemdeki arkadaşı daha sonra da düşmanı olan Camuha'nın yardımıyla kurtardı. Börte hep tek imparatoriçeydi, ama Temuçin geleneklere uyarak morganatik eşleri oldu. Börte'nin ilk çocuğu Cuci, Merkit kabilesinden kaçırıldıktan 9 ay sonra doğdu; böylece de babasının kim olduğu hakkında hep soruları da beraberinde getirdi Orta Asya'nın birleşmesi Bu dönemde Temuçin'in birleştirdiği Orta Asya'daki başlıca konfederasyonlar şunlardı Naymanlar Merkitler Uygurlar Tatarlar Moğollar Keraitler 1100'lü yıllarda Moğolların başlıca rakipleri, batıda Naymanlar, kuzeyde Merkitler, güneyde Tangutlar, doğuda da Çin ve Tatarlardı. 1190'da Temuçin ve danışmanları sadece Moğol konfedarasyonunu birleştirdi. Mutlak hakimiyeti ve insanların kanunlarına uygulaması için bir anayasa da yazıldı, bunun ismi "Yasa" idi ve halk arasında "Yasak" olarak biliniyordu. Bu kanunlarda halkın ve savaşçıların saldırılardan pay alacağı da yazıyordu, ancak gizli bir yasa olduğu için tamamı bilinmiyordu ve hiç bir zaman bir kopyasını yaratmadı. Cengiz Han'ın oğlu Çağatay da bu kanunların uygulanmasından sorumluydu. Bu yasanın kanunları oldukça ağırdı, ve hemen hemen herşeyin cezası ölümdü. Örnek olarak, eğer ki bir asker önündeki insandan düşen bir şeyi o kişiye vermezse öldürülüyordu. Bu kanunname'de geçenler tam olarak belli değildir Temuçin'den Cengiz Han'a Temuçin'in yükselişi; Keraitler'in güçlü kralı Tuğrul Han'ın yardımıyla gerçekleşti. Temuçin, Tula kıyısındaki Kreaitlerin kralına hürmetlerini ve bağlılığını bildirmeye gitmişti 1175'e doğru. Vaktiyle Temuçin'in babası tarafından yardım gördüğünü hatırlayan Tuğrul Han genç adamı himayesine aldı. Tuğrul Han ile Temuçin bundan böyle müttefik olmuşlar ama Temuçin kesin şekilde Tuğrul'un himayesine girmiştir. Bu bağlılık, Temuçin'in Kerait kralına "babam han" demesinden açık bir şekilde bellidir. Bir müddet sonra Temuçin bir Merkit çetesi tarfından baskına uğradı ve ellerinden ancak karısı Börte'yi bırakarak kurtulabildi. Temuçin, kankardeşi anda Cacirat kabilesinin şefi Camuka ve Tuğrul Han üçü birlikte Merkitleri yenip Börte'yi kurtardılar. Temuçin ile Camuka'nın bozuşması uzun sürmedi. "Gizli Tarih" bir buçuk yıl göçebe olarak birlikte yaşayan iki önderin nasıl ayrıldığını anlatır. Temuçin dağa doğru, Camuka nehre doğru giderek konaklamışlardır. Tuğrul Han'ın Kin hanedanının desteği ile babasını öldüren Tatarlar'a karşı kazandığı zaferde Temuçin'de Keraitlerin yanında savaşmıştır. Tuğrul Han bu savaşta "Wang-han" ünvanını almıştır. Tuğrul Han'ın oğlu Sengün; Temuçin'in büyüyen gücünü kıskanmış ve o'na suikast planı yapmıştı. Tuğrul Han da oğlunun önerisine izin vermiş ve Temuçin'in karşısına gizli de olsa geçmişti. Temuçin Sengum'un isteklerini öğrenince, O'nu ve yandaşlarını mağlup etti. Tuğrul Han ve Temuçin arasındaki uzaklaşma ise, Tuğrul Han'ın kızını Temuçin'in oğlu Cuci'ye vermek istememesiyle başladı. Bununla da beraber ayrı düşen Tuğrul Han ve Temuçin aralarında savaş doğdu. Tuğrul Camuka ile ittifak olarak Temuçin'e karşı geldiler. İttifakın kabilelerinden bir çok üyenin de Temuçin'in saflarında yer almasıyla; Tuğrul bozguna uğratıldı. Bu bozgun sonunda da Kerait kabilesi tamamen yokoldu. Bir sonraki tehdit ise Naymanlardan geldi. Camuka savaş sonrası buraya kaçmış ve takipçileri ile beraber sığınmıştı. Naymanlar Temuçin'e karşı teslim olmadılar ama yeteri kadar birlikleri Temuçin'i desteklemeyi tercih ettiler. 1201'de Kurultay Camuha'yı Gür Han, kainatsal yönetici, olarak seçti. Camuha'nın bu hareketi Temuçin karşısındaki en son taşkınlığı oldu. Camuha Temuçin karşısındaki kabileler ile bir koalisyon kurup Temuçin'e karşı tekrar savaş açtı. Bu sorundan önce, yine de, bazı generalleri Camuha'dan ayrıldı; aralarında Temuçin'in generallerinden Cebe Noyan'ın tanınan kardeşi Sübüdey Noyan da vardı. Bir kaç muharebe sonrasında, Camuha'nun orduları tamamen yenildi ve Temuçin'e esir düştü. Gizli Tarih'e göre, Temuçin Camuha'ya tekrar arkadaş olmalarını ve yanında olmasını teklif etti. Camuha bunu redetti ve onurlu bir ölüm kansız, boynu kırılarak istediğini iletti. Naymanlarla olan Merkit kabileleri de Sübüdey Noyan tarafından bozguna uğratıldı ve tamamı öldürüldü. Sübüdey daha sonda da Cengiz Han'ın en büyük kumandanlarından biri oldu. Naymanların yenilmesi Cengiz Han'ı Moğolistan'daki tek hükümdar yaptı. Tüm konfederasyonlar birleşerek Moğollar oldular. 1206'da, Temuçin Merkitler'i, Naymanlar'ı, Moğollar'ı, Uygurlar'ı, Keraitler'i, Tatarlar'ı ve diğer küçük kabileleri liderliği, arzusu ve isteğiyle birleştirdi. Bu uzun süredir Çin imparatorluklarına karşı birleşemeyen Moğolları birleştirmiş, ve tarihi bir an olmuştur. Kurultay'ın tekrar toplanmasıyla, Temuçin Cengiz Han ismini aldı. Cengiz Han öldükten sonraya kadar Kağan unvanını alamasa da; oğlu Ögeday bu unvanı alınca babasına verdi. Bu birleşme ile Cengiz Han uzun süredir aralarında savaşan kabileler arasında bir barış sağlamış olsa da, Moğol İmparatorluğu'nun diğer milletlerle olan savaşı ömrünün son gününe kadar devam etti. Birleşmenin olduğu dönemde; Moğolistan'da 200,000 kişi yaşarken, bunlardan 70,000'i asker idi. Cengiz Han olduktan sonra Moğol İmparatorluğu'nun kuruluşu ve savaşları 1206 yılında Moğol kabilelerinin birleşmesiyle kurulan Moğol İmparatorluğu Cengiz Han'ın önderliğinde seferlere dayalı bir savaş ve ekonomi politikası izledi. İlk defa Naymanlarda mühür ve yazı kullanıldığını görünce, Nayman hizmetindeki Uygur mühürdarlarını da hizmetine aldı. Akabinde, Uygur yazısı tüm Moğol İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda Moğol İmparatorluğu'nun devlet işleyişinin belli bir düzene geçmiştir. Tangutları himayesine alan Cengiz Han, daha sonra Kuzey Çin'deki Jin Hanedanı'na savaş açarak Pekin'i 1211 yılında kuşattı. Çin hükümdarı barış için Çin'li prenseslerden birini Cengiz Han ile evlendirse de, barış uzun sürmedi. 1215'de oldukça kanlı geçen bir savaş sonrasında Çin'i himayesi altına aldı. Alaaddin Muhammed Harezmşah, Cengiz Han'ın Çin'i ele geçirdiğinden emin olmak için Seyyid Bahaüddin-i Razi yönetiminde bir heyet gönderdi. Gelen heyetle barış görüşmeleri yapan Cengiz Han, Alaaddin Muhammed'e elçilerini gönderdi. Anlaşma doğrultusunda hazırlanan Kervan, Harezmşahlar Devleti'nin Otrar şehrinde 1218 yılında hücuma uğradı. Cengiz Han bunun üzerine Otrar valisi Kayır Han'ın teslim olmasını istedi. Alaaddin Muhammed, Cengiz Han'ın bu teklifini ileten elçilerini öldürerek Harezmşahlar Devleti'nin de sonunu hazırladı. Cengiz Han öncelikle yol üzerindeki Naymanlı Güçlük Han'ın eline geçen Kara Hıtay'ı ortadan kaldırmak için; Cebe Noyan komutundasında bir ordu gönderdi. Güçlük Han korkarak Kaşgar'a kaçtı ancak Sarı Göl yakınlarında yakalanarak öldürüldü. Alaaddin Muhammed de korkuya kapılıp kalelerini korumaya alıp, dağlık bir bölgeye çekildi. Cengiz Han bazı kaynaklara göre kolaylıkla, başka bir bakış açısına göre de barbarca tüm şehir ve kaleleri ele geçirdi. 1220 yılında Otrar'daki kuşatma uzun sürünce, oğulları Ögeday ve Çağatay kontrolündeki orduları burada bıraktı ve Buhara'ya geçti. Yolunun üzerindeki Zernuk kalesi de teslim oldu ve bu şehire Gu-Balık ismini koydu. Yol üzerindeki Nur şehri de Cengiz Han'ın korkusuyla teslim oldu. Akabinde 1220'de Buhara'yı kuşattı. Şehrin garnizonunun Horasan'a çekilmesiyle, 12'inci gününde şehir Cengiz Han'ın oldu ve şehir yakılıp yıkıldı. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Otrar şehri teslim oldu. Cengiz Han'ın elçilerini öldürten Otrar valisi de, ağzına eritilmiş gümüş dökülerek öldürüldü. Cengiz Han'ın yolculuğu Semerkant'da da devam etti. Bazı tarihçilere göre Semerkant'ı ele geçirdikten sonra buradaki büyük kütüphane yıkılmış, medeniyet namına tüm eserler yerle bir edilmiştir. Burada Göksaray şehrini kuşatmasının ardından şehir teslim oldu. Cengiz Han'ın generalleri de Siriderya'daki Sığnak, Cend, Barçınlığkent'i ele geçirdi. Alaaddin Muhammed kaçışına devam ederken, peşinden yetenekli generallerinden Cebe Noyan ve Sübüdey Noyan'ı gönderdi. 30 bin kişilik bu ordu, Alaaddin Muhammed'i Irak'a kadar kovaladı. Cengiz Han oğlu Çağatay'ın kumandasındaki orduyu da Harezmşahlar Devleti'nin merkezi Ürgenç'e gönderdi. Daha sonra da büyük oğlu Cuci'yi buraya gönderdi. 6 ay kuşatmadan sonra, şehir tamamen yokedildi. Böylece de Harezm, Maveraünnehir, Horasan ve bütün doğu İslam ülkeleri de Cengiz Han'ın imparatorluğunun bir parçası oldu. Alaaddin Muhammed'in vefatının ardından yerine geçen oğlu Celaleddin Harezmşah Moğollarla olan savaşını Cengiz'in ölümünden sonrada devam ettirmiştir. Cengiz Han'ın savaşlarına değin bir çok değişik bakış açısı vardır. Çoğu devletler İran, Irak, Afganistan ve Pakistan gibi ülkeler hala Cengiz Han'ı bir barbar ve soykırımcı olarak görmektedirler. Batı dünyası ise, Cengiz Han'ı "Vahşi Moğol" diye tanımlar ve barbar olarak nitelendirir. Moğol İmparatorluğu'nun yönetiminin Öğeday'a verilmesi Moğol geleneklerine göre Cengiz Han hayattayken topraklarını oğulları arasında pay etti. Yerine Cuci ve Çağatay arasındaki tartışma yüzünden ikisini de uygun görmezken, Ögeday bu göreve layık oldu. Cuci avcıbaşı, Çağatay örf ve hukuk uygulayıcısı, Tului de savaş bakanı oldu. Cuci'nin arası Tului ile de açılmıştı, ancak batı ülkelerin fethinde önemli rol oynadı. Cuci bilinen tüm yerleşik batı ülkelerini ele geçirdikten sonra Moğolistan'a dönmedi. Ancak aradaki mesafe oldukça uzundu ve bir haber alınamıyordu. Bunu bir kopma olarak alan Cengiz Han ordularını hazırlarken oğlu Cuci'nin ölüm haberini aldı. Ölümü 1223 ve 1224 yıllarını Kulan-Başın ve İrtiş'de geçiren Cengiz Han; 1225'de Batı Xia Hanedanı'na karşı sefere çıktı. Hsia merkezinin teslim olmadan iki gün önce günümüz Gansu'sunda Tangut seferi sırasında hastalanarak 1227 yılının 18 Ağustos'unda öldü. Moğol geleneği uyarınca mezarı gizli tutulsa da, cesedi Onon ve Kerulen kaynakları yakınında, Burhan-Haldun dağları arasında bir yere gömüldüğüne inanılmaktadır. Ondan sonra gelenler de buraya gömüldü ve heykelleri gizli tutulması için bir çok at mezarın üstüne gezdirilerek mezarın belırgınliği giderilmiştir. Dünya tarihindeki etkileri Cengiz Han'ın Asya'yı birleştirmesiyle sınırlar ve gümrükler kalkmış, Asya'daki iktisadi yapı değişmiştir. Halklar arası ticaret artmıştır. Hem Asya hem de Avrupa'daki sınırları sayesinde iki kıta arasında bilgi ve tecrübe akışını, kısa bir sürede olsa, Hıristiyan ve Müslümanlar arasındaki düşmanlığın yine kısa süreliğine olsada azalmasını sebep olmuştur. Bağdat'ın yakılması İslam ve dünya tarihini teknolojisini ve bilimini ileri götürebilecek çok önemli eserlerin yok olmasına sebep olmuştur. Ölümünden sonra Genelde bilinenin aksine, Cengiz Han Moğol İmparatorluğu'nun tamamını ele geçirmemiştir. Döneminde Hazar Denizi'nden Japon Denizi'ne kadar ilerlemiştir. İmparatorluğun genişlemesi 1227 yılından sonra Ögeday'ın yönetiminde olmuştur. Moğol orduları İran'ın tamamını, Çin'in tamamını da 1279 yılında ele geçirmiştir. 1230lu yılların sonunda, Cuci'nin oğlu Batu Han Avrupa'ya sefere çıkmış; Rusya'yı ele geçirmiş ve Orta Avrupa'ya kadar ilerlemiştir. Sübüdey Noyan'ın da desteğiyle o dönemdeki en güçlü Avrupa ordusu olan Leh Polonyalı, Alman ve Macar ordularını 2 gün içinde bozguna uğratmış; Avrupa'nın da orduya bakış açısını değiştirmiştir. Tului'nin oğlu Hülagu Han Orta Doğu'da günümüz Filistin'ine kadar ulaşmış, Abbasi Halife'sini de öldürmesi de günümüzde hala Iraklıların Moğolları sevmemesini sağlamıştır. Popüler kültürde Cengiz Han National Geographic'in araştırmasına göre; Cengiz Han Dünya'da en fazla ırkı devam eden kişidir. 16 milyon kişi. Michael H. Heart'ın tarihin en fazla etki bırakan liderleri arasında 29'uncu olmuştur. National Geographic tarafından tarihin en önemli 50 politika liderlerinden biri seçilmiştir. Bin yılın en büyük 10 kültürel efsanesi olarak 1998'de Dr G. Ab Arwel'ın araştırması sonucunda seçilmiştir. Şöyle bir deyiş de vardır Cehennemden çıkmış köpek gibiydiler yaktılar yıktılar ve gittiler ve dünyada yaşayan 250 kişiden birinin Cengiz Han'ın soyundan gelme ihtimali vardır. Moğolistan'da Cengiz Han Cengiz Han Sovyetler Birliği tarafından desteklenen komünist yönetimi dönemince aksini savunmak bir tabu olarak nitelendirilmiştir. Ancak, Moğolistan'ın demokrasiye kavuşması ardından Cengiz Han'ın anıları Moğolistanlıların gururu olmuştur. Günümüzde de Moğolistan'ın gelmiş geçmiş en büyük ve efsanevi lideri olarak görülmektedir. Moğolistan'ın politik ve etnik kimliğinin var olmasında büyük önem taşır. Ayrıca zalimliğine değin başka görüş açılarına sahiptirler. Moğollar, Moğol olmayan inceleyenler tarafından yazılan tarihsel kayıtların Cengiz Han'ın barbarlığını abarttığı düşünürler. Cengiz Han ayrıca kültürel bir değişikliğe sebebiyet verip, Moğol dilini Uygur alfabesine göre uygulamıştır. 1990lı yıllarda, Moğolistan komünist rejimden çıkınca Cengiz Han bağımsız devletin bir simgesi haline gelmiştir. Moğollar bu sebeple Moğolistan'a Cengiz Han'ın Moğolistan'ı kendilerine de Cengiz Han'ın çocukları demektedirler. Moğollar bu ismi bir çok ürüne, sokağa, binaya ve diğer yerlere de vermişlerdir. Ayrıca Cengiz Han'ın resmi para birimleri Tugrik'in ₮500, ₮1000, ₮5000 ve ₮10,000'in üzerinde bulunmaktadır. Başkent Ulaanbaatar'daki hava alanının ismi Cengiz Han Uluslararası Havaalanı'dır. Halk Cengiz Han'a büyük saygı duyar. 2006 yılında, tekrar başkentte Cengiz Han'ın ve oğullarının heykelleri şehir merkezine konmuştur. Kaynakça Vikipedi - Ratchnevsky, Paul 1991. Genghis Khan His Life and Legacy. Blackwell Publishing. ISBN 0-631-16785-4. Man, John. Genghis Khan Life, Death and Resurrection London; New York Bantam Press, 2004 ISBN 0-593-05044-4. Morgan, David 1986. The Mongols Peoples of Europe. Blackwell Publishing. ISBN 0-631-17563-6. Bretschneider, Emilii. Mediæval Researches from Eastern Asiatic Sources. London K. Paul, Trench, Trübner & Co. ISBN 81-215-1003-1 Lister, R. P. Genghis Khan Lanham, Md. Cooper Square Press, 2000 [1] ISBN 0-8154-1052-2. Grolier International Americana Encyclopedia - Cengiz Han maddesi ISBN 0-7172-9647-4. Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi - Cengiz Han maddesi. Rene Grousset, Bozkır İmparatorluğu ISBN 9789754370980 Cengiz han Türkçe Cengiz han kelimelerinin İngilizce karşılığı. n. great mogul Cengiz’den Sonraki Hanlıklar Kubilay Hanlığı 1280-1368 Cengiz’in vasiyetine uyularak ölümünden sonra yerine, üçüncü oğlu Ögeday kağan seçildi 1228. Onun zamanında Kore, Kuzey Çin tamamıyla imparatorluğa bağlandı. 1237-1241 yıllarında Batı seferi ile Kıpçak ülkesi, Rusya ve bütün Doğu Avrupa ele geçirildi. Ancak Ögeday’ın ölümünden1241 sonra, bir müddet eşi tarafından idare edilen devlete kurultay kararıyla, Cuci’nin oğlu Batu Han’ın itirazına rağmen, oğlu Kiyuk kağan seçilmiştir. Onun da 1248’de ölmesi üzerine bu kez Kiyuk’un eşi yine kağan seçilene kadar üç yıl devleti idare etmiştir. 1251’de toplanan kurultayda Toluy’un oğlu Mengü’nün kağan seçilmesiyle hâkimiyet Ögeday neslinden Toluy nesline geçer. Fakat 1259 yılında ölen Mengü, yerine küçük kardeşi Arık Buka’yı vasiyet etmişse Kubilay, bunu tanımayarak komutanların da muvafakatıyla Pekin’de kağanlığını ilân eder ve böylece taht mücadelesi tekrar kızışır. Arık Buka’yı yenen Kubilay devletin merkezi olan Karakurum’a dönmeyerek Çin’de kalır. Çin geleneklerini benimseyen devlete, Cengiz İmparatorluğu’nun diğer kesimlerindeki bağlı devletler ve çoğu Moğol kabileleri sıcak bakmazlar. Nitekim İlhanlılardan başka gerçek bir bağlılık gösteren devlet olmamıştır. Neticede Kubilay Hanlığı Çin’de Yüan Hanedanı adıyla bilinen Çinlileşmiş bir hanedan dönemini başlatmıştır. İlhanlılar 1256-1336 Toluy’un oğlu Hülagü kardeşi Toluy’un oğlu Mengü “büyük kağan” sıfatıyla, kardeşi Hülagü’yü batıda yeni fethedilecek bölgelerin, Kösedağ savaşıyla tâbi durumuna düşmüş Anadolu’nun ve İran’ın idaresiyle görevlendirmişti1253. Böylece İlhanlı Devleti’nin temeli atılmış oluyordu. 1256’da Amu Derya’yı geçerek İran’a giren Hülagü, hiç bir direnişle karşılaşmamış sadece kendisine karşı koyan İsmailî Batınî lideri Rükneddin’i ünlü Alamut kalesinde ele geçirerek bütün taraftarlarını ortadan kaldırıp, İran’ın zaptını tamamlamıştır. Sonra, Bağdat’ı ele geçiren Hülagu, Halife Müstasım ve aile fertlerini öldürmüş 1258. Halife ailesinden kaçabilenlere sahip çıkan Memlûk Sultanı Baybars bunlardan birini halife ilân ederek halifeliği Mısır’a taşımıştır. İlhanlılar’a karşı Memlûk, Altınorda ve Anadolu Selçukluları arasında bir ittifak oluşturulmaya çalışılmışsa da İlhanlıların Suriye, İran ve Anadolu’ya hâkimiyeti önlenememiştir. İlhanlı hükümdarı Ahmet Teküdar 1282-1284, İslâmîyet’i kabul etmiş, Gazan Han zamanında 1295-1304 ise İlhanlıların tamamı artık Müslüman olmuştur. Gazan Han ile birlikte Türk ve İslâm karakteri İlhanlılarda bariz bir hâle gelmiştir. Ancak Ebu Said Bahadır Han 1316-1335 dönemindeki iç çekişmeler devleti yıpratmış ve ülkenin idaresi zamanla Azerbaycan’da Emir Çoban Oğulları ve Bağdat’ta Şeyh Hasan olmak üzere başlıca iki ailenin eline geçmiştir. Bu arada bir Uygur Türk’ü olan Eretna Bey Doğu Anadolu’da hâkimiyeti ele geçirerek, hükümdarlığını ilân etmiştir 1343. Altın Orda Devleti 1227-1502 Altın Orda Hanları, Cengiz Han’ın büyük oğlu Cuci neslindendir. Deşt-i Kıpçak’ın idaresini üstlenen Cuci’nin 1227 yılında ölmesi üzerine, on sekiz oğlundan en büyüğü olan Orda ile ikinci oğlu Batu, dedeleri Cengiz Han’ın yanına giderek han olmak istemişlerdi. Cengiz Han, orda adı verilen iki karargâhtan otağ, altın aksamlı Ak-Orda’yı Batu’ya, gümüş aksamlı Gök-Orda’yı Orda’ya kurdurdu. Böylece ikinci oğul Batu’yu, babası Cuci’den sonra hanlık makamı için tercih etmiş oluyordu. Ak-orda veya Altın-orda adıyla Batu Han, Doğu Avrupa’ya kadar bütün Deşt-i Kıpçak’ın hâkimi olurken, kendisine bağlanan ağabeyi Orda, Gök-orda adıyla, İtil’den İrtiş’e kadar olan devletin doğudaki topraklarını yönetmekteydi. Devletin Başkenti Saray şehri idi. Bu olaydan sonra Batu, Sayın Han; Orda ise İçen Han lakapları ile anılacaklardır. Batu’dan sonra başa geçen kardeşi Berke, İslâmiyetî kabul eden ilk Altın-Orda hanıdır ve devlet en parlak dönemini onunla yaşamıştır. 1256-1266. Özbek Han1313-1340, zamanında ise İslâmiyet resmî din olarak kabul edilmiş ve zaten ordu ve halkının hemen tamamı Türk olan Altınorda Devleti tam bir Müslüman-Türk devleti hüviyetine bürünmüştür. Aynı dönemde devletin doğu kanadı olan Gök-Orda sülâlesi ortadan kaldırılarak devlet merkezileşmiştir. Fakat 1369 yılından sonra Cuci’nin diğer oğulları; Toğay-Timur ve Şiban neslinden gelenler güç kazanmışlardır. Toğay-Timur nesli, Altın-orda hanlık makamını ele geçirirken, Şiban neslinden gelenler de Batı Sibirya’da hükümran olmuşlardır. Toktamış Han zamanında 1379-1396 Timur’un darbesi ile sarsılan Altın-Orda Devleti, Küçük Muhammed Han zamanında 1427-1440 ; Altın-Orda devleti bölünmeye başlamış ve nihayet, Şeyh Ahmet Han 1481-1502 ile birlikte devlet tamamen ortadan kalkmıştır. Altın-Orda Devleti’nin zayıflayıp, yıkılmasıyla hâkim olduğu sahalarda yeni hanlıklar kurulmuştur. Kırım Hanlığı 1441-1783 Kırım ve civarı, Batu Han’ın kardeşi Togay-Timur neslinden gelen beylerin idaresinde idi. Timur’un Altın-Orda’yı parçalamasıyla Togay-Timur neslinden Hacı Giray Han, adına para bastırarak1441 hanlığı kurmuş ve Bahçesaray’ı başkent yapmıştır. Hacı-Giray Han’ın 25 yıllık hâkimiyetinin ardından ölümüyle, oğulları arasında taht kavgaları başlamış ve Nur Devlet ile Mengli Giray fetret devrinde birbirleriyle mücadele etmişlerdir. Kırım ileri gelenleri bu mücadeleyi önlemek için Osmanlılardan yardım isteyince, Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanmayı Kırım’a göndermiş, Kefe ile Azak, Ceneviz ve Venediklerden kurtarılmıştır.1475 Mengli Giray 1478 yılında hanlığa getirilerek Kırım Hanlığı Osmanlı himayesine alınmıştır. 300 yıl süren bu beraberlik, 1783’de Kırım’ın Ruslar tarafından ilhak edilmesiyle son bulmuştur. Ejderhan Hanlığı Astrahan veya Hacı Tarhan Hanlığı 1466-1556 Altın-Orda hanlarından Küçük Muhammed’in torunu Kasım Han tarafından 1466 yılında kurulmuştur. Adını başkentleri olan Hazar kıyısındaki Ejderhan’dan alır. Don-itil-Kuban ırmakları arasındaki ticaretin yoğun olduğu bölgede kurulmasına rağmen askerî ve siyasî güce sahip olamadıkları için hanlık 1556’da Rusya tarafından işgal edilmiştir. Kazan Hanlığı 1437-1552 Hanlık, Batu Han’ın kardeşi Togay-Timur’un neslinden Uluğ-Muhammed tarafından kurulmuştur. 1437. Hanlık, Kazan merkez olmak üzere, İtil Bulgar Devletinin de merkezi olan Kazan şehri hanlığa ismini vermiştir. Mahmud Han 1445-1461’dan sonra iç çekişmeler ve Rus baskısının artması, hanlığın sonunu hazırlamıştır. 1521’de kısa bir süre için Kırım Hanlığı’na bağlanan Kazan Hanlığı, Rus tehlikesine karşı Osmanlılar tarafından himaye edilmişse de, IV. İvan, hanlığı 1552’de ele geçirmiştir. Kasım Hanlığı 1445-1681 Kazan Hanlığı’nın kurucusu Uluğ Muhammed Han, 1445 tarihinde esir aldığı Rus knezini bırakmak şartıyla Oka ırmağı üzerindeki Gorodets şehri ve etrafının, oğlu Kasım Han’ın idaresinde bırakılmasını Ruslara kabul ettirmiş1445, bu tarihten sonra hanlık Kasım Han’ın adıyla anılmaya başlamıştır. Moskova Knezliği’ni kontrol altında tutmak amacıyla Kazan Hanlığı’na Kasım Hanı Şah Ali’nin kardeşi Can Ali getirilmiştir. Kasım Hanlığı da 1552 yılında bütünüyle Rus nüfuzu altına düşmüş, ancak hanlık 1681 yılına kadar şeklen devam etmiştir. Sibir Hanlığı Küçüm Hanlığı Altın-Orda Devleti’nin parçalanmasından sonra kurulan Sibir Hanlığı’nın bilinen ilk hükümdarı Mamık oğlu Tabuga’dır. Hanlık, bugünkü Moğolistan’ın kuzeyinden Sibirya’ya kadar uzanan bir bölgeyi içine almakta, ahalisinin büyük çoğunluğu Kırgız, Yakut ve Kıpçak Türklerinden oluşmaktaydı. Hanlığın merkezi önce Tümen şehri ve sonra Sibir olmuştur. Hanlık, Rus ilerleyişi karşısında Yadigar Han zamanında Çar İvân’ın hâkimiyetini tanımak zorunda kalmıştır 1555. Bunun üzerine Altın-Orda hükümdarı Ahmed Han ın torunu Küçüm Han, Yadigar Hanı yenerek Sibir Hanlığı’nın başına geçmiştir1563. Bu sebeple hanlık, Küçüm Hanlığı diye de bilinmektedir. Bölgede İslâmiyet’i yayan Küçüm Han, önceleri Ruslara karşı başarılı olduysa da, âteşli silahlarla Sibir’e giren Rus ordularını sürekli daha kalabalık ve âteşli silahlarla mücehhez kuvvetlerle ileri hareketlerine devam eden Ruslar, Küçüm Han’ın ölümünden sonra 1598 hanlığı ele geçirmişlerdir. Nogay Hanlığı Hanlığa adını veren Nogay, Altın-Orda Devleti’nin önemli komutanlarından biridir. 1259-1299 yılları arasında, devlet üzerinde söz sahibi olmuş olan Nogay, Altı-Orda Hanı Tokta ile anlaşmazlığa düşmesi sebebiyle giriştiği mücadelede yenilerek öldürülmüştür fakat emrinde bulunan ve onun adıyla anılan boylar, Altın-Orda’nın parçalanması üzerine Nogay Hanlığı’nı kurmuşlardır. Hanlığın başkenti, Yayık ırmağı deltasındaki Saraycık şehri idi. Ahalisi içerisinde, çoğunluğu oluşturan Kırgız, Kıpçak Türkleri yanında Türkleşmiş Moğol kabilesi Mangıtlar da bulunuyordu. Rusların Kazan Hanlığı’nı ele geçirmesiyle Nogaylar, bir kaç kısma ayrılmışlardır. bunlardan bir kısmı Büyük Nogay Ordası adı altında Rus hâkimiyetini tanımışlardır 1557. Dağınık olarak yaşayan diğer Nogayların önemli bir kısmı daha sonra Anadolu’ya göç ederek burada yerleştirilmişlerdir. Çağataylılar 1227 -1370 Cengiz’in ölümünden sonra oğlu Çağatay Han adına Beşbalıg’dan Ceyhun’a uzanan Türkistan’ın tamamını içine alacak şekilde Çağatay Hanlığı kurulmuştur. Çağatay Hanlığı’nın en parlak dönemi, otuz yıllık istikrarlı bir yönetim gösteren Duva Han 1277-1307 dönemidir. Duva Han’dan sonra gelen hanlar döneminde yine devletin kuruluşundan beri süregelen meseleler devam edecektir. Mübarek Şah 1251-1261 Müslüman olan ilk Çağatay hanıdır. Kazan Timur Halilullah Han 1340- 1345’dan sonra Çağataylılar içinde Müslüman olmayan kalmayacaktır. Başkentin Maveraünnehir de Karşı şehrine nakledilmesinden sonra idarede İslâm tesiri iyice artmıştır. Kazan Timur’un ölümünden sonra 1345 devletin dizginleri emirlerin eline geçmiştir. Böylece merkezin gücü büsbütün zayıflamış, başta Çağatay soyundan bir han bulunmakla beraber emirler bunları istedikleri gibi yönlendirmişlerdir. Tuğluk-Timur Han’ın zamanında, hanlık bir ara kendini toparlar gibi olmuşsa da bu durum Timur’un devletini kurmasına kadar 1370 devam etmiştir . Türkistan’ da konuşulan dil Çağatay Hanlığı ile ilgili olarak Çağatay Türkçesi diye anılmaktadır. » “Türk Tarihi” Sayfasına Dön! Not İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

cengiz han öldükten sonra yerine geçen oğlu