Şarapkalorileri. Hiç şüphe yok ki şarap (özellikle kırmızı şarap) sözde mükemmellik içki par Akdeniz diyeti.Boşuna değil, özellikle düzenli fakat orta derecede tüketilirse sağlık için gerçek bir iksir haline geldiğine şüphe yok (sağlıklı olmasına rağmen, alkollü bir içecek olduğunu unutmamalıyız).
Eniyi kırmızı üzüm şarabı çeşitlerini yaratmaya uygun en çarpıcı temsilciler şunlardır. Pinot noir. Fransız menşeli seçkin siyah üzümler. Çok yönlü tadı ile ünlüdür. Açıklama: küçük demetler, koyu mavi meyveler, berrak meyve suyu; orta derecede tatlı, aromatik; hastalığa yeterince dirençli. Pinot noir.
Pişirmeanından birkaç saat önce çıkarıp buzunun çözülmesini sağladıktan sonra tüm besinler, ilk günkü tazeliğinde tezgahta yerini alacak. Her mevsim balık yemek isteyenlere derin dondurucuda balık saklama süresi, kış hazırlığı yapacaklara da derin dondurucuda sebze saklama süreleri bu satırlarda açıklanıyor.
Kısaca6-7 Eylül 1955'i yazalım önce Ekonomi çökme noktasında. Ülkeyi yöneten Menderes isimli sözde demokrat, müthiş suçlara bulaşmış ve ilk seçimde koltuğunu kaybetme riski ile karşı karşıya. Tam o günlerde Kıbrıs'taki etnik gerginlik yüzünden Londra'da görüşmeler yapılıyor ama Türkler açısından iyiye
9. Misafir beyaz şarap içiyorsa ancak kadehi boşaldıktan sonra tekrar şarap konulabilir, çünkü şarap kadehte çok çabuk ısınır. Isınmış bir şarabın üzerine beyaz şarap eklenmez. Kırmızı şarap ise 16- 18 derecede içildiği için kadeh boşalmadan ekleme yapılabilir. 10.
Taze üzüm suyunun fermente edilmesiyle üretilen şarap, en doğal alkollü içkilerden biri olmasının yanı sıra binlerce yıllık tarihiyle en eski içeceklerden de biri. Bazı araştırmacılara göre M.Ö. 3000, bazılarına göreyse M.Ö. 7000lere uzanan bir tarihe sahip. Eski Mısır’dan Sümerlere ve Hititlere kadar pek çok
HJhj. Soru 1998 başında 18 yıllık bir Macallan single malt aldım ve bu süreden beri Macallan'ı açmadan bekletiyorum. Geçen gün baktığımda içkinin içinde az sayıda küçük siyah madde gördüm. Bu içki bu kadar süre beklerse bozulur mu? Yoksa herhangi bir süre sınırlaması olmadan bekletilebilir mi? Bekletilebiliyorsa bunun şekil ve mekan şartı var mıdır? İçindeki bu küçük maddeler herhangi bir zarar verir mi? İkinci olarak, bunun tahmini ederi / değeri Fıçılanma tarihi 1979 ne kadar olabilir? Kerem Kutlar Cevap Öncelikle bu enfes viskiye 5 yıldır el sürmeden durabildiğiniz için, iradenizden ve sabrınızdan dolayı sizi kutlarım. Herhalde açmak için özel bir an bekliyorsunuz... Gördüğünüz siyah parçacıklar, çok büyük ihtimalle Macallan'ın içinde yıllandığı fıçıların iç çeperlerinden viskiye geçmiş parçacıklardır. Viski yüzde 40 alkollü yüksek dereceli bir içki olduğundan, içinde bakteri barınamaz ve üreyemez. Gördüğünüz parçacıklar, viskinin hafif bir filtrasyondan geçtiğine işarettir. Tüm iyi malt viski üreticileri böyle yapar. Zira berraklaştırmak için yapılacak her artı filtrasyon, viskinin lezzet maddelerinin bir kısmını da alıp götürür. O yüzden en yeni moda, hiç filtre edilmemiş, hafif bulanık viskileri şişelemek. Yüksek alkollü damıtık içkiler viski, konyak, votka, rom vb. güneş görmemek ve serin yerde dik tutulmak kaydıyla çok uzun yıllar saklanabilirler, bozulmazlar. Güneş ise renklerini soldurur, sıcakta da içkinin kapağından alkol buharlaşır ve alkol derecesi düşer. Bu da bozulma riski yaratır. Şişeyi dik tutmadaki amaç da mantarın ıslanmamasıdır. Zira bunlar şarap mantarı kadar sıkı olmadıklarından, yatık kalırlarsa mantardan sızdırabilirler. Değere gelince, bu viskiler aldığınız günkü değerlerindeler. Belki 50 yıl sonra, 79 damıtımı ellerde pek kalmadığından değer kazanabilirler. Bence bunu beklemektense, zevkle yudumlayın... *** Soru 1 Minyatür şişelerdeki içkiler örneğin Smirnoff orijinalleriyle aynı tada mı sahiptir? Ömürleri ne kadardır? 2 Henkell iyi bir şampanya sayılabilir mi? 3 80'li yıllarda üretilen ve açılmamış bir Sovyet şampanyası bozulmaya uğramış mıdır? Şamil Tankut Cevap 1 Minyatürlerin içinde, etiketlerindeki içki bulunur, tatları aynıdır. Ömürleri de aynıdır. Geçenlerde içtiğim 1950'lere ait minyatür Black&White viskisi nefisti, bugünkü Black&White'tan da daha güzeldi! Şeri, porto, madeira gibi alkol eklenmiş şarapların ise dereceleri düşük olduğundan, onların minyatürleri içilecekse pek bekletilmez. Veya bozulsa da minyatür bir dekoratif obje olarak saklanır. 2 Henkell bir şampanya değil, benzer metotlarla yapılan bir Alman köpüklü şarabıdır. Fiyatı orijinal bir şampanyanın yarısı civarındadır, kaliteli bir köpüklü şarap olduğundan bu fiyata fena değildir. Ofis partisi gibi ortamlarda rahatça açılabilir. 3 Şampanya ve köpüklü şaraplar, bolca karbondioksit gazı içerdiklerinden ve karbondioksit de koruyucu özellikte olduğundan, kolay bozulmazlar. Ancak beklemeyle gelişme gösteren ve kalite kazanan şampanyalar çok nadirdir. Elinizdeki, büyük ihtimalle bozulmamıştır. Tadında biraz geçkinlik olabilir. *** Soru Evimizde tahminimce 6-7 yıllık bir şarap var. Üstünde büyük harflerle "Porto tipi şarabı" yazıyor. Ve "Marmara bölgesi üzümlerinden yapıldığı; gamay, senso ve kabarne karışımından elde edildiği" yazıyor. İçilip içilmeyeceğini, değerinin ne olabileceğini merak ediyorum. Rumuz Dirty Cevap Tekirdağ'ın Mürefte ilçesinde "Porto" isminde bir şarap üreticimiz mevcut. Elinizdeki şarap, bu firmanın ürünü olsa gerek. Porto tipi şarap, alkol ilavesiyle kuvvetlendirilmiş demektir. Elinizdeki şarabın alkolü 15 ila 20 derece civarında ise, dayanıklı olacağından birkaç yıl saklanabilir. Şayet normal 11-12 derece alkollü ise, Gamay ve Senso pek yıllanabilir şarap vermediklerinden, beklemeyle bir şey kazanmamıştır. Büyük ihtimalle yine de içilebilir, fakat yıllandırılmaya uygun değildir. *** Soru Çok uzun zamandır Milliyet'te öğretici yazılarınızı okuyoruz. Rakı içiyorduk, şimdi şaraba yöneldik. Emekli bir çiftiz. Ben 69, eşim 62 yaşında. Bütçemizi sarsmayacak kırmızı ve beyaz için marka önerirseniz mutlu oluruz. Önder Serpen ve eşi Cevap Ülkemizde emeklilerin durumu malum. Siz de "Bütçemiz sarsılmasın" diyerek inceden buna değinmişsiniz. Çok güzel şaraplarımız var ama son zamanlarda özel sektör şarapları çok pahalandığından, size Tekel'in beyaz Semillon ve kırmızı Gamay şaraplarını tavsiye edeceğim. Semillon Gamay de 9 milyon liraya satılmalarına rağmen, iki-üç kat daha pahalıya satılan özel sektör şaraplarının bir bölümünden daha bile iyiler. Tekel'in beyaz ve kırmızı Trakya'ları da çok iyi. Ağız tadıyla uzun ömürler dileğiyle...
An error the page you are looking for is currently try again you see this error constantly and you are the system administrator of this resource then please make sure that you are not blocking our IP address Message Response timeout reached 15 seconds.Faithfully yours, GTranslate - Translation
Şarap Nasıl Saklanır?Şarabı yıllandırmak suretiyle ya da bozulmadan uzun bir süre muhafaza etmenin farklı yöntemleri bulunur. Şarap saklama için; Şarap şişesi dik ya da yatık olarak şişesi ışığa, sese ya da titreşime maruz şişesi nemli ve ısı değişim oranlarının az olduğu serin ortamlar içerisinde mutlaka kokusuz ortamlarda saklanmalıdır. Şişesi Açıldıktan Sonra Şarap Bozulur Mu?Tüketimi bir hayli yaygın olan Şarap, uygun saklama koşulları yaratıldığında yıllarca saklanabiliyor. Ancak sık Şarap tüketenler, şişesi açıldıktan sonra Şarabın ne kadar saklanabileceğini sorguluyorlar. Şarap saklama koşulları ile ilgili daha bilinmeyen nice detay tüketiciler tarafından güncel şarap fiyatları ile birlikte bir diğer adı ile Mey; genel anlamda bildiğimiz üzümün fermente edilmesi ile üretilen alkollü bir içecektir. Farklı ya da başka meyve türlerinden de üretimi yapılan şaraplar üretildikleri meyvelerin adı ile anılırlar. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan Şarabın tüketimi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça yaygın. Her bütçeye hitap eden fiyatları ile şarap, tüketimi sık bir alkol ürünü. Ancak Şarap tüketicileri tarafından en sık merak edilen sorulardan bir de şişesi açıldıktan sonra şarabın bozulup bozulmayacağı. Şişesi açılan bir kırmızı şarap, buzdolabında saklanıldığı takdirde 1 ya da 2 hafta kadar, beyaz şarap ise 3 ila 5 gün aralığında bozulmadan muhafaza edilebilir. Şişesi açılan bir şarabı derin dondurucuda 4-6 ay aralığında bozulmadan saklayabileceğinizi ayrıca söylemekte fayda Nasıl Saklanır?Şarabı yıllandırmak suretiyle ya da bozulmadan uzun bir süre muhafaza etmenin farklı yöntemleri bulunur. Şarap saklama için;Şarap şişesi dik ya da yatık olarak şişesi ışığa, sese ya da titreşime maruz şişesi nemli ve ısı değişim oranlarının az olduğu serin ortamlar içerisinde mutlaka kokusuz ortamlarda Kaç Sene Dayanır?Yıllanmış şarap efsanesi nesillerdir dillendirildiği için, şarabın kaç sene dayandığı tüketiciler tarafından adeta merak konusu haline dönüşmüştür. Şarap uzun yıllar dayanabilir. Şarabın dayanma süresi şarabın markasına ve mahsulüne göre farklılık gösteriyor. Genel anlamda makul fiyata satın alınabilen ve yıllandırılabilen şaraplar yaklaşık olarak 3 ila 5 yıl aralığında Alkol Oranı Nedir?Genel olarak üzümün fermente edilmesi ile elde edilen şarap, farklı meyvelerden de üretilebiliyor. Bu tür şaraplar üretildikleri meyvelerin adı ile anılıyorlar. Tüm dünya ile birlikte ülkemizde de tüketimi son derece yaygın olan Şarabın, fiyatları her bütçeye hitap ediyor. Bu durumda özellikle alkol tüketimini severler için Şarabı bir tercih sebebine çeviriyor. Ancak Şarap tüketicileri tarafından en sık merak edilen konulardan biri de Şarap alkol oranı. Buna göre Şarap alkol oranının, %9 ile %15 arasında farklılık gösterdiğini söyleyebiliyoruz. Bu durumda Şarabın alkol oranının, markasına ve mahsulüne göre değişiklik gösterdiğini düşünebiliriz. En doğru alkol oranı bilgisini satın aldığınız şarabın üzerinde bulunan değerler kısmında Hangi Üzümden Yapılır?Kendisi ve alkol oranı kadar içeriği de merak konusu olan Şarap, alkol tüketimi olan hemen her insan tarafından en az bir kez denenmiştir. Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Şarap içeriği birçok insan tarafından araştırma konusu haline dönüşüyor. Şarabın hangi üzümden yapıldığı bu kişiler tarafından sorgulanıyor. Bu bağlamda Şarap yapımında kullanılan üzümler; Cabarnet Sauvignon, Chardonnay, Chenin Blanc, Gamay, Gewürztraminer, Grenache, Merlot, Pinot Noir, Riesling, Sauvignon Blanc, Semillon, Syrah, Traminer, Zinfandel gibi üzüm türleridir.
Başlarken Bu ürünleri edindikten sonra kendi şarabınızı yapmaya hemen başlayabilirsiniz! Eğer şarap kültürüne yeni giriş yapıyorsanız içimi oldukça kolay Chardonnay ve Pinot Grigio gibi beyaz şaraplar veya Merlot Rosé gibi pembe şarapları yaparak başlamanızı öneririz. Tecrübeli bir şarap sever iseniz, daha derin ve kompleks tat gamlarına sahip Merlot ve Cabernet Sauvignon gibi sofistike şarapları yaparak da başlayabilirsiniz. Bir şarap kitiyle 30 şişe 22,5 litre şarap yapabilirsiniz. Bu sayı başlarken biraz çok gibi gözükse de şarabınızın lezzetini keşfeden dostlarınız, sormanıza bile gerek kalmadan şişeleri boşaltma konusunda size yardımcı olacaktır! Evde şarap yapmak Butik Şarap kitleriyle çok kolay! Size gelen özel şaraplık üzüm suyu konsantresini sulandırıp mayalanmaya bırakıyorsunuz. 3 haftalık beklemenin ardından şarabınızı şişeleyip şişelerinizi mantarla kapatıyorsunuz. Bu sürecin çoğu beklemekle geçtiği için şarap yapımı aslında oldukça basit ve aslında emekten çok sabır gerektiriyor. Şarap kiti kullandığınızda evde şarap yapmak toplamda 4 saatlik bir emek ve 3 haftalık bir bekleme süreci gerektirir. 3 haftanın sonunda enfes şarabınız içime hazır olur. Şarabınız şişede bekledikçe tadı olgunlaşır ve daha da güzelleşir. Bu yüzden önerimiz, şişeleme aşamasında içilebilir durumda olsa da şarabınızı bir süre şişede olgunlaştırmanızdır. Kesinlikle evet! Hatta "iyi"nin de ötesinde bir şarap deneyimi sizleri bekliyor. Butik Şarap kitleri, profesyonel üreticilerin kullandığı kalitede, Fransız ve İtalyan menşeli üzüm suları ve Fransız menşeli şarap mayaları içerir. Elde edeceğiniz sonuçlar da bu hammaddelerin kalitesini yansıtan enfes tatları sizlere sunar. Şarap kitleri üzüm suyu, maya, maya besini ve işlem yardımcıları içerir. Şarap kitlerini üstün kılan nokta üzüm suyunun özel şaraplık üzüm cinslerinden elde edilmiş olmasıdır. Ticari şaraplarla aynı ve yüksek kaliteli üzüm çeşitleri kullanılarak üretilen bu kitler, eşdeğer ve çoğu zaman da ticari şarapların üstünde bir tat deneyimi sunar. Kullandığınız şarap kiti ve eklenen diğer bileşenlere göre değişmekle birlikte, evde yaptığınız şarabın alkol oranı %11 - 15 aralığında olmaktadır. Evde şarap yapmak, evde yoğurt yapmak kadar güvenlidir. Evde üretimi yasal olmayan rakı ve votka benzeri damıtık içkilerden farklı olarak şarap, yapımı sırasında sağlığa zararlı bileşiklerin damıtma yoluyla yoğunlaşmasına imkan tanımaz. Bu yüzden şarap yapımı sağlık açısından oldukça güvenlidir. Bu güvenlik dikkate alınarak evde şarap yapımı yasalarca serbest kılınmıştır. Evde yapılan şaraplar, saf üzüm suyu ve maya kullanılarak, ticari şaraplar ile benzeri şekilde ve aynı bileşenler ile üretilir. Kendi tüketiminiz için olması kaydıyla evde şarap yapmanız tamamiyle yasaldır. 4733 Sayılı TAPDK Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca evde üreteceğiniz şarap, yılda toplam 350 litreyi aşmamalıdır. Ürettiğiniz şarap, ticaret veya satış amacıyla değil yalnızca kendi bireysel tüketiminiz için kullanılabilir. Hayır, evde yapılan şaraba dışarıdan alkol eklenmiyor. Alkol üzüm suyunun mayalanması ile doğal yollardan oluşmaktadır. Evde kitten yaptığınız şarap için tavsiyemiz, beyaz ve pembe şarapları 1-2 yıl içinde, kırmızı şarapları ise 2-3 yıl içinde tüketmeniz olur. Şarabınız genelde bu sürelerin ötesinde de içilebilir halde olmasına karşın ilerleyen zaman içinde tat ve aroma gamı daralacaktır. Saklama koşullarınıza göre şarabınızın ömrü daha kısa veya daha uzun olabilir. Neden Evde Şarap Yapımı? Evde şarap yapımı, şarap kültürünüzü geliştirmenin en kolay ve hesaplı yoludur. Şarap tüketicisi olmanın bir adım ötesinde, derin bilgi sahibi bir şarap üreticisi olma imkanını size verir. Şaraba tat ve aromasını kazandıran birçok süreci bizzat tecrübe etmenizi ve şarabı üreterek öğrenmenizi sağlar. Kesinlikle yapabilirsiniz. Hatta deneyim kazandıkça ticari şarapların kalite olarak ötesine de geçebilirsiniz. Ticari veya ev yapımı, şarabın kalitesini belirleyen 2 temel unsur vardır Kullanılan malzemelerin, özellikle üzümün ve üzüm suyunun kalitesi Şarap yapımı hakkındaki bilgi ve tecrübe Butik Şarap kitleri Fransa ve İtalya menşeli, adına doğru şaraplık üzüm sularını, en doğru yapım bilgisi ile buluşturarak size sunar. Kısa sürede şarap damağınızı ve yapım tecrübenizi geliştirip siz de iyi bir şarap ustası olabilirsiniz. Evde yapacağınız şarabın maliyeti, şişe başına 5 ile 10 lira arasında değişmektedir. Maliyeti etkileyen temel unsur kullanacağınız şarap kitinin kalitesidir. Daha kaliteli kitler, daha fazla üzüm suyu içerir ve çok daha iyi şaraplar yapmanızı sağlar. Buna karşılık bu kitler diğerlerine göre biraz daha pahalıdır. Pahalı ve ucuz kitlerin şişe başı maliyetleri birbirine yakındır. Fakat elde edeceğiniz sonuçlar arasında büyük bir tat farkı vardır. Bu yüzden bizim önerimiz, bütçeniz el verdiği sürece daha kaliteli ve daha fazla üzüm suyu içeren kitleri tercih etmeniz olur. Butik Şarap kitleri, kendi uzun denemelerimiz sonucu seçtiğimiz ve size kusursuz bir şarap deneyimi yaşatacak ürünlerdir Adına doğru, gerçek şaraplık üzümlerin aroma ve tatlarını koruyacak şekilde oldukça nazik bir biçimde sıkılıp, sularının yoğunlaştırılması ile elde edilirler. Şarap yapımında normalde kullanılmayan katkı maddelerini içermezler. Ürün içeriği, bileşenleri ve menşe açısından Avrupa Birliği gıda normlarına tam uygun, tüm Avrupa ülkelerinde yaygın biçimde perakende olarak satılan kitlerdir. İsimsiz, markasız, menşe ve içeriği belli olmayan şarap kitlerinden farklı olarak yurtdışında kendini kanıtlamış Cellar 7, Muntons, WineBuddy gibi gerçek markalardır. Dökme, ambalajsız, içeriğiyle oynanmış veya menşe belli olmayan ürünler değildir. Butik Şarap olarak misyonumuz dünyanın tüm şaraplarını evde yaparak tanımanızı ve şarap kültürünüzü geliştirmenizi sağlamak. Bu amaçla öncelikle şu temel üzüm çeşitlerinin şarap kitlerini Butik Şarap'ta bulabileceksiniz Pinot Grigio Sauvignon Blanc Chardonnay Syrah Merlot Cabernet Sauvignon İlerleyen dönemde ise daha fazla üzüm çeşidi, kupaj şarap kitleri, meyve şarabı kitleri ve diğer şarap stilleri, keşfetmeniz için Butik Şarap'ta olacak! Üzümden şarap yapmak ile üzüm suyundan kitten şarap yapmak arasında 3 temel fark vardır Zaman Üzümden yaptığınız şarap ortalama 6 ay sonra şişeleme aşamasına gelir. Kitten yaptığınız şarap ise ortalama 3 hafta içinde şişelemeye hazırdır. Emek Üzümden şarap yapabilmek için öncelikle kaliteli şaraplık üzüm tedarik edilmeli, sonrasında bu üzümler saplarından ayrılmalı, patlatılmalı ve sıkılmalıdır. Sıkılan üzüm suyunun şeker oranı ve asiditesi ayarlandıktan sonra, üzüm çeşidine göre maserasyon işlemine geçilir. Kitle gelen üzüm suyunda ise, emek yoğun tüm bu işlemler sizin yerinize şarap uzmanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Kalite Şarabın kalitesini üzümün kalitesi belirler. Ne yazık ki ülkemizde şarap üretimi için doğru şekilde yetiştirilmiş tat-aroma gelişimi gözetilmiş iyi tarım pratikleri uygulanmış tarım ilacı ve kimyasal gübre kalıntısı olmayan doğru zamanda hasat edilmiş şeker-asidite dengesine dikkat edilmiş adına doğru üzüm çeşidi kesin bilinen şaraplık üzüm bulmak hobiciler için neredeyse imkansızdır. Uzman üreticiler ve önologlar tarafından hazırlanan şarap kitleri ise güvenli, adına doğru ve yüksek kalitede bir üzüm suyu ile ortalama ev şarabının çok ötesinde sonuçlar elde etmenizi sağlar. Kitten şarap yapımı, evde şarap yapımı hobisine kolay ve hızlı bir başlangıçtır. Üzümden şarap yapımına kıyasla daha kısa zamanda, daha az emek harcayarak, daha yüksek kalitede şaraplar yapmanızı sağlar. Buna ek olarak kitten şarap yapımı şu avantajları sunar Hasattan bağımsız Üzümden yılda yalnızca 1 kez, yalnızca hasat sonrası şarap yapabilirken şarap kitlerini kullanarak dilediğiniz zaman dilediğiniz şarabı yapabilirsiniz. Tüm dünya şarapları Ülkemizde yetiştirilmeyen Riesling, Nebbiolo, Pinotage gibi dünyaca ünlü birçok üzüm çeşidinden kit kullanarak şarap yapabilirsiniz. İyi bir başlangıç Kitlerin üzüm suyu kalitesi yüksek ve yapım süreci iyi tarif edildiği için kitten yaptığınız şaraplarda tat anlamında kötü sürprizler yaşamazsınız. Şarap yapımı, yıllar içinde ustalaşacağınız uzun bir yolculuktur. Bu anlamda kitten şarap yapımı, üzümden şarap yapımının rakibi değil, öğretici ve hızlandırıcı bir eşlikçisidir. Hızlıca başlamanızı, temel şarap kültürü ve yapım süreçlerini daha kolay öğrenmenizi sağlar. Şarap Yapım Süreci Kitten yapılan tüm şarap çeşitleri için ideal mayalanma sıcaklığı 18 - 25°C aralığıdır. 18°C'nin altı sıcaklıklar mayalanmanın durmasına veya uzamasına, 25°C üstü sıcaklıklar ise şarabın tadının bozulmasına neden olabilir. Şarap yapım ekipmanları ile bira yapım ekipmanlarını mutlaka ayrı tutmanızı öneririz. Bunun sebebi sıvıyla temas eden kova, musluk, karıştırma çubuğu, aktarma çubuğu gibi parçaların hem bira kokusunu hem de varsa bira mayası kalıntılarını şarabınıza geçirecek olmasıdır. Ayrı bir şarap yapım seti edinmenizi ve bu ekipmanları yalnızca şarap yapımında kullanmanızı öneririz. Ne yazık ki marketten aldığınız üzüm suyunu veya diğer meyve sularını şarap yapımında kullanamazsınız. Şaraplık üzüm cinsleri ile sofralık üzüm cinsleri birbirinden bütünüyle farklıdır. Marketlerde satılan üzüm suları çok daha ucuz olan sofralık üzüm cinslerinden üretilir. Aroma ve tat gamı olmayan bu sofralık üzüm suları, fermantasyon sonrasında şaraba değil tatsız ve içimi güç bir sıvıya dönüşür. Şarap şişeleri, şarap yapım setiyle birlikte gelen şişe mantarları ve şişe kapatıcı kullanılarak kapatılır. Şarap şişelerini kapatmak oldukça basit ve fazla güç gerektirmeyen bir işlemdir. Bu işlem sonucunda, ticari şaraplar gibi doğal mantar ile kapatılmış şişeleriniz olur. Mantarladıktan hemen sonra şarap şişelerinizi ilk 2 gün dik konumda tutmalısınız. Bu süre mantarın genleşip sızdırmazlık sağlamasına yardımcı olacaktır. Sonrasında ise şarap şişelerinizi artık sürekli olarak yatık biçimde saklamalısınız. Şarapla temas mantarın kurumasını engeller. Bu sayede mantar büzüşmez ve şişelere hava girişi önlenir. Uzun süreli şarap saklama için ideal koşullar şunlardır Şişelerin yatık saklanması 10 - 18°C aralığında sabit sıcaklık Karanlık bir ortam Sarsıntısız bir ortam Mantarın dışa bakan kısmının kurumaması veya küflenmemesi için %70-75 civarı nem Ev koşullarında bu şartların hepsini sağlamak güç olsa da, şarap şişelerinin en azından yatık olarak, loş ve serin bir ortamda saklanması hem şarabın şişedeki ömrünü uzatacak hem de aroma ve tat gelişimini olumlu etkileyecektir. Kitten yaptığınız şarap, henüz şişeleme aşamasında bile içilebilir olmasına karşın kısa bir süre şişede koşullandırmanız tadının ve asiditesinin dengelenmesini, meyvemsi ve aroma karakterinin öne çıkmasını sağlayacaktır. Beyaz şarapları 2-3 hafta, kırmızı şarapları ise 4-5 hafta şişede koşullandırmanız tat açısından belirgin bir fark yaratır. Uygun saklama koşullarını sağladığınız sürece kitten yapılan beyaz ve pembe şarapları 1-2 yıla kadar, kırmızı şarapları ise 2-3 yıla kadar yıllandırabilirsiniz. Bazı özel kırmızı şarap kitleri ise çok daha uzun yıllandırmaya uygundur. Silika sol ticari şarap üretiminde yaygın olarak kullanılan, gıda sınıfında ve doğal bir berraklaştırıcıdır. Durultma sürecinde tamamen çöktüğü için işlem sonunda şaraptan bütünüyle uzaklaşmış olmaktadır. Silika sol, topraktan elde edilen doğal silikanın saflaştırılıp suda çözülmesi ile üretilir. Şarapta çözünmeyen silika, şaraba eklendikten sonra protein ve benzeri partikülleri kendine çekip hızlıca dibe çöker. Bu sayede şarabın berraklaşmasını sağlar. Kitosan ticari şarap üretiminde yaygın olarak kullanılan, gıda sınıfında ve doğal bir berraklaştırıcıdır. Durultma sürecinde tamamen çöktüğü için işlem sonunda şaraptan bütünüyle uzaklaşmaktadır. Kitosan, mantarlardan veya deniz canlılarının kabuklarından üretilen doğal bir bileşiktir. Teknik olarak nişastaya çok benzeyen bir çoklu şekerdir polisakkarit. Şarapta çözünmeyen kitosan, şaraba eklendikten sonra maya ve benzeri partikülleri kendine çekip hızlıca dibe çöker. Bu sayede şarabın berraklaşmasını sağlar. Metabisülfit ticari şarap üretiminde çok yaygın olarak kullanılan bir antioksidandır oksijen engelleyici. Şarabın tadının ve renginin bozulmasına neden olan havadaki oksijene bağlanarak onu etkisiz hale getirir. Metabisülfit aynı zamanda şarap mayası dışındaki mikroorganizmaların gelişimini yavaşlatır ve şarabın bozulmasını engeller. Potasyum metabisülfit veya sodyum metabisülfiti arındırma amaçlı olarak kullanmanızı önermiyoruz. Metabisülfit yerine arındırma için daha güvenli ve sağlıklı bir alternatif olan Star San'ı kullanmalısınız. Arındırma amacıyla kullanım sırasında metabisülfit genellikle sitrik asit ile karıştırılır. Bu karışım, sağlığa zararlı bir gaz olan kükürt dioksitin çok miktarda ve hızlı biçimde salınmasına yol açar. Astım hastaları, küçük çoçuklar ve evcil hayvanlar için çok tehlikeli olan bu gaz yetişkinler için de oldukça zararlıdır. Eski ve tehlikeli bir yöntem olan metabisülfitle arındırma yerine modern ve güvenli bir arındırıcı olan Star San'ı kullanmanızı öneririz. Metabisülfitin antioksidan olarak şaraba eklenmesi ise ani ve yüksek miktarda kükürt dioksit çıkışına yol açmadığı için güvenli bir uygulamadır. Şarap Tadımı Tatlılık genel olarak şişelenmiş şaraptaki şeker miktarıdır. Mayalanma sonucunda mayanın sindirmediği, geride kalan üzüm şekerleri şarabın tatlılığını belirler. Şeker miktarına ek olarak artan alkol oranı tatlılık hissini güçlendirirken, artan asidite ve tanen miktarı ise tatlılık hissini azaltır. İçerdikleri şeker miktarına göre şaraplar sek, dömisek, yarıtatlı ve tatlı olarak sınıflandırılırlar. Sek şaraplar 4 g/l ve altı şeker miktarıyla en düşük, tatlı şaraplar ise 45 g/l ve üzeri şeker miktarıyla en yüksek tatlılığa sahip şarapları ifade eder. Asidite şaraba mayhoşluğunu ve keskinliğini veren asit miktarıdır. Asiditesi çok yüksek şaraplar olgunlaşmamış üzüme benzer, keskin bir ekşiliğe sahiptir. Hissedilen asidite, şarabın tatlılığı arttıkça azalır. Asiditelerine göre şaraplar düşük, orta, yüksek olarak sınıflandırılır. Meyvemsilik şarapta hissedilen meyve aromaları kokuları'dır. Meyvemsi şaraplar burunda hissedilen belirgin meyve aromalarına sahiptir. Bu aromalar üzüm meyvesi aromalarıyla sınırlı olmayıp tropikal meyvelerden baharatlara uzanan geniş bir gama sahiptir. Meyvemsilik şarabın meyveden yapıldığı anlamına gelmez. Nar şarabı, böğürtlen şarabı gibi meyve şarapları üzüm şaraplarından bütünüyle ayrı bir kategoridedir. Meyvemsilik bu bağlamda yalnızca üzüm şarapları için kullanılan bir terimdir. Meyvemsilik bazen tatlılığı çağrıştırsa da aslında tatlılıktan farklıdır. Sek bir şarap aynı zamanda oldukça meyvemsi olabilir. Gövde, şarabın damakta bıraktığı yoğunluk hissidir. Hafif gövdeli şaraplar su gibi hafif, dolgun gövdeli şaraplar ise yağ gibi ağır bir izlenimi damakta bırakırlar. Şarapta gövde alkol oranı arttıkça artar. Buna ek olarak tatlılık ve tanen miktarı şarabın hissedilen gövdesini arttırırken asidite ise düşürür. Gövdelerine göre şaraplar hafif, orta ve dolgun tam gövdeli olarak sınıflandırılır. Tanenler üzümün kabuk ve çekirdeğinden gelen, şaraba burukluk ve kekremsiliğini veren doğal bileşiklerdir. Aynı zamanda şaraba gövde ve derinlik kazandırırlar. Tanen miktarına göre şaraplar düşük, orta, yüksek tanenli olarak sınıflandırılırlar.
argun tanrıverdi tarafından tarihinde yazılan makale ile aşağıda cevabı bulunabilecek soruşarap, yaşayan bir varlık, yaşayan bir içecek ve zamanla değişen bir yapısı var; kimi gelişir kimi bozulur. aynı canlılar gibi şarap da doğar, yaşar ve ölür. nasıl hastalıklar ve kötü koşullar bir canlının ölümünü hızlandırıyorsa şarabın da ömrünü kısaltan, onu öldüren şeyler var. bir numaralı düşman da, havada gayet çokça bulunan oksijenden başkası değil! havadaki oksijenin şarapla temas etmesi durumunda şarapta oksidasyon başlar, ya da şöyle diyelim “oksijen şaraptaki maya bakterilerinin ve diğer bakterilerin canlanıp tekrardan faaliyete geçmesini sağlar”. bu, şarabın daha çabuk değişime uğrayıp, yaşlanmasına ve sonunda şaraplıktan çıkmasına yani bozulmasına yol oksijenle teması, her zaman istenmeyen bir durum değildir aslında. örneğin, özellikle yıllanmış şarapların, kısa süreli de olsa şişelerinden karaflara alınıp oksijenle temas etmesi sağlanır içimden önce. bunun dışında, bazı “yoğun ve buruk şaraplar“ın aromalarının “uyanması için biraz zaman gerekir, bu da hava ile temas sonucu gerçekleşir”. bu sürece, şarabın havalandırılması denmektedir. bu süreç, yani şarap-oksijen teması kısa süreli bir vaziyettir ve şarabın bekletilmeden tüketilmesi gerekmektedir. bülent akgezer, sadece yıllanmış ya da yoğun şarapların değil, “taze kırmızı şarapların da içilmesinden en az on dakika evvel açılması ve havalandırılması, maksimum tad ve aromaların ortaya çıkması için gereklidir” der ayrıca. yani, oksijen kimi zaman iyi bir dost olabiliyorken, şarapla ilişkisi uzadıkça en kötü düşmanına dönüşebiliyor ne yazık ki. şarabın yaşı bu noktada kritik bir rolde. 5 yaşa kadar olan bir şaraba havanın olumlu etkileri olabilecekken, çok yaşlı bir şarap çok daha kırılgan olduğundan, havayla temasıyla birlikte çok daha hızlı bir şekilde karakterini ve güzel özelliklerini sürecin, yani şarabın oksijenle temasının uzaması durumunda, şarap aromalarını kaybetmeye, kötü kokular çıkarmaya, kısacası kalitesini kaybetmeye başlar ve sonunda içilmez bir duruma gelir. sıcaklık da bu bozulma sürecinde etkili bir elemandır. yüksek sıcaklık, hem oksidasyon için daha elverişli bir ortam yaratır, hem de şarabın bozulmasına neden olan asetik bakterisinin faaliyetini arttırır. sıcaklığın, şarabın yaşlanmasına aging etkisi hakkında wine intro internet sitesinde“şarap, normal yaşlandırma için 55of yaklaşık 13oc’ta saklanırken, buzdolabının 34of yaklaşık 1,5oc iç ortam sıcaklığı yavaş yaşlanma sağlar” bizler bu durumu, yani açıp, içerisinden bir iki kadeh içtiğimiz şarabımızın bozulmasını nasıl yavaşlatabiliriz? şarabın bozulmasını engelleyebilme olanakları var mı acaba?chris kissack, mantarın şişeden çıktığı anı “geri dönülemez” olarak açıklar. bir şişenin mantarı açıldığı anda, oksijenle temas ve dolayısıyla şarapta değişim başlar. fakat gelinen teknolojik nokta olsun, yüzyılların tecrübesiyle ortaya çıkarılan kimi yöntemler olsun bu süreci yavaşlatmamıza imkân vermekte artık anlaşılan. tabii, bir kez daha hatırlamakta yarar var, o da şarabımızı hangi yöntemi uyguluyorsak uygulayalım, buzdolabında saklamamız gözden geçirildiğinde karşılaşılan sonuç, açılan bir şarabın genelde 3 gün en iyi ihtimalle bir hafta kadar dayandığını, daha doğrusu içilebilir durumda kaldığını söylüyor. fakat yeni teknolojiler ve aparatlar sayesinde bu sürenin haftalar, hatta aylara kadar çıktığı da iddia ediliyor; en çok da o aparatı üreten firmalar artık gelelim şu yöntemlere1. en kolay uygulanan ve büyük çoğunluğumuzun da ister istemez uyguladığı yöntem mantarı tekrar şişeye takıp, şarabı buzdolabına kaldırmak… belki daha önce de anlatılabilirdi ama bu maddede anlatmak da gayet konuya uyacaktır. konu da, şarabın havayla temas eden yüzeyinin alan büyüklüğü! oksidasyon, daha önce anlattığımız gibi şüphesiz ki şarabın oksijenle, yani havayla temas ettiği yüzeyde oluyor ve bu alan ne kadar büyükse oksidasyon da o denli hızlı bir şekilde şarabı etkiliyor ve yapısını bozmaya başlıyor. aynı zamanda atlanmaması gereken bir detay da, şarabın miktarının, havayla temas eden yüzey alanına oranı. 100 ml şarapla 100 lt şarabın aynı miktarlarda oksijeni absorbe edemeyeceğini düşünürsek, ikisi de aynı yüzey alanıyla havayla temas ederse, 100 ml’lik şarap çok daha çabuk olarak, şişemize mantar takıp tekrardan dolaba kaldırmak yöntemlerden biri. fakat anlaşılan en iyi yöntem de değil. zira, şişeye daha çok oksijen girmesini engellemenin yanında, şişenin içinde kalan hava konusunda bir işe yaramamakta içilmeyecek şarabı daha küçük bir şişeye aktarmak örneğin, yarım şişe şarap içeceksek ya da içtikten sonra kalmışsa 375 ml’ lik bir şişe. bu yöntem, şişeyi açtıktan hemen sonra içmeyeceğinizi düşündüğünüz şarabı aktarmak ve derhal kapağını/mantarını kapatmak şeklinde de uygulanabilir, içtikten sonra kalan şarabı bir şişeye aktarmak şeklinde de uygulanabilir. kaldı ki, şişeyi açtıktan sonra içmeyeceğimizi düşündüğümüz miktarı küçük bir şişeye aktarmak daha iyi bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. nedeni de bir kez daha, şarabın havayla temas eden miktarını ve süresini azaltmak. zira gregory dal piaz’ın da makalesinde[3] belirttiği gibi, şarabın sadece şişesinde beklerken değil, kadehe her dökülüşünde de havayla temas ediyor oluşu, onun bozulmasını hızlandıran durumlardan biri. fakat aynı zamanda küçük şişeye almayla kazanılan küçük avantajın, ilk dökme işlemi sırasında şarabın havayla teması sırasında kaybedildiğini düşünenler de yok şişeye aktarma işlemi kalan şarabı haftalarca tutmaya çalışmayıp, birkaç günde tüketeceğimizi düşünürsek, illa da cam bir şişeye olmak zorunda değil. kimi fikirler, kalacak şarabın plastik bir şişeye aktarılıp ağzına kadar doldurulmasını, doldurmayacak kadar şarap kaldığındaysa, şişenin ağzında hiç boşluk kalmayacak noktaya kadar şarap çıkana kadar sıkılıp kapağının kapatılmasını önermekte. hatta daha ileri gidip, bu yöntem sonrasında kalan şarabın 1 haftaya kadar da dayandığı elimizde temiz bir plastik şişe de yoksa belki de temiz cam bilyeler vardır! şişenin içine atılıp şarap seviyesini yükselten bilyeler ya da boncuk de şişedeki hava miktarını azaltacağı için şarabın bozulmasını yavaşlatacaktır. 3. şarabın, şişe içinde oksijenle temasını engelleme gayretinde olan ürünlerden biri de “wine shield” adındaki esnek bir aparat. türkiye’ de bulunup bulunmadığı ayrı bir soru ve cevabı henüz bende yok ne yazık ki. ürünün yaptığı da son derece basit bir şekilde şarabın yüzeyini kaplayıp, şarabın oksijenle temasını kesmek. bunu ne denli başarılı yapıyor bu esnek parça bilinmez ama üreticisi ve üretici internet sitesine yorumda bulunan birçok mw master of wine, ürünün şarabı 5 güne kadar taze tuttuğunu iddia ediyor. kim bilir, belki de haklıdırlar!4. şişenin içine havadan daha ağır bir gaz sıkmaya yarayan ürünler kullanmak da, yine şarabın şişenin içinde havayla temasını engellemeye gayret gösteren bir diğer yöntem. bu ürünlerin yaptığı, şişenin içine havadan daha ağır bir gaz sıkıp, şarapla havanın temasını ve dolayısıyla oksidasyonu engellemek. bunun için firmalar, hem havadan ağır hem de şarapla bir reaksiyona girmeyecek argon[21], nitrojen[10] veya argon, nitrojen ve karbondioksitin karışımı[14] gazlar kullanmakta. tahminen; gaz, şarabın havayla temasını tamamen kestiği için; “wine shield” aparatından daha verimli bir yöntem fakat kusursuz mu, tabii ki de bazı firmalar, akademisyen/bilim adamlarıyla yaptıkları araştırmalar sonucunda, çeşitli yeni yöntem ve teknoloji kullanımlarıyla, ürünlerinin açılan şarabı bir haftaya kadar hatta daha fazla ilk açıldığı anki durumunu koruduğunu iddia etmekte[11]. ünlü ve en etkili mw’lardan jancis robinsondahi bazı firma ürünlerinin ne kadar etkili olduğu konusunda fikrini belirtmekten çekinmiyor ve coşup! “narin, yaşlı bir burgonya’yı bile bir haftadan uzun bir süre korumayı gayet iyi başardı”şeklinde açıklamalar bir diğer yöntem, şişenin içindeki havayı vakumlamaya yarayan aletler/tıpalar. bu aletler mantarın yerini de alıp, hem şişenin içindeki havayı boşaltıp şarabın okside olmasını engellemek işine yarıyor, hem de tıpa vazifesi görerek, şişeye hava girişini engelliyor. fakat bu aparatlar da şarabı ilk günkü halinde korumak konusunda başarılı olduğu bir soru işareti; her ne kadar kimi firmalar kendi ürünleri sayesinde açılan şarabın haftalarca ilk açıldığı durumda kaldığını söylese de bazıları ise sadece oksidasyon sürecini yavaşlatır demekle yetinerek daha dürüst davranmış neyse ki.bu aparatların da şöyle bir sakıncası olabiliyor ne yazık ki. o da, şişe içinde kalan hava vakumlandığı sırada, şaraptan açığa çıkan bir takım gazların ki bu yüksek ihtimalle karbondioksit şarabın kompozisyonunu bozabileceği, hatta aromaların da havayla birlikte dışarı atılıyor olabilmesi[3]. bu durumun, vakumlama sırasında şarabın yüzeyinden çıkan baloncuklarla tespit edilebileceği gözlemlenebiliyor[10]. 6. şarabı, basıncın etkisiyle şişeden çıkartan pompalar şarap sebili/dispenser iyi bir çözüm gibi durmakla birlikte, fiyatlarıyla ev kullanımından daha çok bar, restoran gibi, aynı anda çok sayıda şişenin açık olmak zorunda olduğu mekânlara uygun görünüyor. bunlar da bir yandan argon gazıyla, şarabın havayla temasını engelliyor, bir yandan kadehe aktarma işlemini kendi içinde havayla temas olmaksızın çözdüğü için 3 haftadan bile uzun süreler şarabı koruyabiliyor. anlaşılan o ki, açılan bir şişe şarabı, bozulmaktan ziyade değişmeden, ilk açılmamış şişesindeki halindeymişçesine koruma imkânımız yok denecek kadar zor mümkün olabilme ihtimalini de şarap literatüründeki her yazılana hakim olmamız söz konusu olamayacağı için vermek istedim, belki benim okumadığım bir yol vardır düşüncesiyle. bu düşüncemde anlaşılan yalnız değilim. lisa shea, aynı soruya cevap arıyor ve yukarıda bahsettiğimiz yöntemlerden 4’ünün wine shield ve şarap sebili kullanımı haricinde test ediyor[10]. test, aynı sepaj aynı marka 5 beyaz ve 5 kırmızı şarabın açılıp, buzdolabına kaldırılıp, 3 gün sonra tekrar bir grup tarafından tadılması şeklinde gerçekleştiriliyor. ekstra birer şişe de, yöntemler sonucunda şarabın orijinal halinden farkını ayırt etmek çıkan sonuçlar şöyle1. yarısı boş olan 750 ml’ lik şişeye mantarın geri takılıp buzdolabına kaldırılması “çok asidik, çok az meyvemsi, neredeyse hiç aroma kalmamış… en kötüsü”2. 375 ml’ lik şişeye alınan ve şişede hiç hava olmayan “biraz cansız, ama çok da asidik değil. genel dengesini ve meyvemsi aromalarını korumayı başarmış”3. şişenin içine havadan daha ağır bir gaz sıkan ürün kullanımı “orjinalinden daha asidik – aslında meyve ve aromaların hafifçe yok olması, asidik aromaları ortaya şişenin içindeki havayı vakumlamaya yarayan aletler/tıpalar “meyvemsi, canlı… yine de daha donuk. bir önceki yöntemle benzer durumda”bu değerlendirmeler sonucunda sıralaması ise iyiden kötüye 3-4berabere-2-1 şeklinde sonuçları, genel kanıyla uyumlu sayılır. sonuçta, yarım kalmış 750 ml’ lik şişedeki şarap durumunu 3 gün koruyamazken, küçük bir şişeye almak daha iyi bir yöntem oluyor. şişede kalan havayı vakumlayan aparatlar ve şişenin içine havadan ağır gaz pompalamaya yarayan ürünler ise, yarım kalmış şarabı, kendi şişesinde, ilk iki yönteme göre daha iyi durumda tutuyor. bu sonuçları göz önüne aldığımızda, şarap sebili dediğimiz makineler, tüm yöntemlerden de başarılı bir şekilde şarabımızı koruyacaktır desek, çok da yanılmış olmayız anlaşılan. tabii, yine de belli bir sürenin sonunda şarabımız, ilk açıldığı andaki halinden farklı olacak mıdır, bunu denemeden bilemeyiz. ve geldi sıra en iyi yönteme. fakat bu, açılan şarabı nasıl koruyacağımıza dair bir yöntem değil! bu, çok zorunda kalmadıkça açılan bir şaraba yapmamız gereken şey daha çok. bu konu hakkında ne kadar yazı okursak okuyalım, en iyi yöntem olarak bu öneriliyor. ne midir o yöntem?ne zaman bir şişe şarap açsaniz, hemen size ve şarabiniza eşlik edecek bir arkadaşinizi çağirin ve şişeyi boşaltin!hem böylece kalan şaraba ne olacağın derdine de düşmemiş olursunuz! afiyet olsun! arkadaşlar, elimde 2014 kavaklıdere - angora bir şarap var. anlayacağınız sikko bir şarap da diyebiliriz buna. yaklaşık 1 sene önce açıldı. tepesindeki tıpa yarısından fazlası yerleştirilmiş bir şekilde bekliyordu. şu an çok içesim var bu şaraba bişey olmuş mudur? bilen varsa yeşillendirsin, lütfen. sirke olmuştur muhtemelen, içilir ama akıllı adam işi değil. bkz hayırlı forumlar buzlukta saklandiysa bozulmaz. keyifle ic bir günde tüketilmesi şişeyi açmayın genjler. 3 güne kadar bozulmadığını teyit ettim. daha uzun süre beklemişse use at your own risk. bozulur ama düşündüğünüzden daha uzun süre açık kalması gerekmektedir. tahminimce 3-5 gün dayanabilir. kısa bir bilgi isteyen olursa da şarabı içmeden 20 dk önce açıp fermentasyon aşamasında açığa çıkan gazların şişeyi terk etmesini beklerseniz farkı görebilirsiniz. deneyin! biz trakya'da ebesini bile sikiyoz epsinin. şaka beya ağzını iyi kapatırsanız 2-3 gün gideri var, yoksa sirke olur. doğum günüyle ölüm gününün aynı olması çok çekici gelmiştir bana. bakalım bu doğum günümde 1 aydır duran karacahöyük hacıbektaş şarabıyla bunu başarabilecek miyim. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
kırmızı şarap kaç derecede saklanır